20 sene İngilizce gördük ama hala konuşamıyoruz. NEDEN?Bize dediler ki; Bu öznedir, bu yüklemdir, bunları şuraya koyacaksın, olmazsa olmaz.Biz de denedik, olmayınca uyardılar, düzelttiler, onlar düzelttikçe bizde korku başladı, yapamadıkça kendimize inancımız azaldı.Şimdi bebekliğimize dönelim: Etrafımızdaki konuşmaları taklit ettik ve yavaş yavaş konuşur hale geldik. İlkokula geldiğimizde de konuştuğumuz dilin analitik olarak GRAMER incelemesini öğrendik. Peki konuştuğumuz dilin grameri bozuk muydu? Hayır! Bilakis güzel ve doğru konuşuyorduk, sadece bunları neden böyle yaptığımızı öğrendik.Peki normal süreç böyle işliyorken neden dil öğreniminde gramer ön planda? Çünkü yazılı sınavla ölçülebilecek yöntem bu da o yüzden. Nasıl konuşabildiğimiz önemli değil.Şimdi bir de Sultanahmet'deki bir garsona bakalım. Bu adam nasıl böyle süper İngilizce konuşabiliyor demiyor muyuz?
Peki nasıl öğrendi? Cevap şu: Önce Nerelisin? Demenin Where are you from? olduğunu öğrendi. İçindeki kelimeleri bilmiyordu, gramer dizilişini bilmiyordu. Bunun gibi 10 cümle öğrendi, sonra da o cümlelerin içindeki kelimeleri değiştirip bunlardan 100 cümle türetti ve yavaş yavaş konuşmaya başladı. İşte bu kadar! Buna teknik olarak tümden gelim diyoruz. Önce bütünü öğren sonra parçalara ayırırsın.Yurt dışında senelerdir böyle programlar var, Türkiye'de de artık olmaya başladı. Dil öğrenimi için önce amacını belirleyip sonra o amaca yönelik çalışmak gerekir. Ders alacağınız yerlerde önce yöntemlerini öğreniniz ve mümkünse ücretsiz deneme derslerine giriniz. Sorularınız için ise dilediğiniz zaman bana mesaj gönderebilir veya arayabilirsiniz.